Şah İsmail’in Şiirleri

 

Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri ile olan siyasi çekişmelerinden dolayı Anadolu topraklarında Şah İsmail’e pek muhabbet duyulmaz. Kendisi kaynaklarda, Safevî Devleti’nin kurucusu ve ilk şahı (1501-1524) olarak belirtilir. Babası için ise Safevî tarikatının şeyhi Haydar olarak bahsedilir (Tufan GÜNDÜZ). Bu noktadan Safevîliğin Fars topraklarında tarikat olarak başlayıp güç ve kuvvet kazanarak bir devlet haline geldiği anlaşılır. Dönemin getirdiği çalkantılar ve çekişmeler bu yazımızın konusu değildir. Bizim burada değinmek istediğimiz nokta Şah İsmail’in edebi kişiliğinden bir parçadır.

 

Adile Yılmaz ANIL; Şah İsmail için çağdaşları ve hayranlarının “sâhib-i seyf ü kalem” diye nitelediğini, Âzerî edebiyatının en önemli şairlerinden olduğunu, şiir yazacak derecede Arapça ve Farsça bilmesine rağmen Türkçe yazarak Âzerî edebiyatının gelişmesinde önemli rol oynamış biri olduğundan bahseder. Mahlası “Hatâî” ya da “Hatayi” olarak geçer kaynaklarımızda. Savaşlar içinde dahi şiir yazmaya ara vermemiştir. Tarikat meşrepli olmasından dolayı gönül merkezli konulara değinmiştir. Bağdat’ı fethettiğinde Fuzûlî ile tanıştığı söylenmektedir. Aşk meclislerinde çok okunan, manası büyük, bizim de çok sevdiğimiz bir şiirini aşağıya bırakıyoruz.

 

Muhabbet bağında bir gül açıldı
Bir derdim var bin dermana değişmem
Yüküm lal-i gevher mercan saçarım
Bir derdim var bin dermana değişmem

Cemi kuşlar dile gelir yazım der
Gövel turnam Şam’dan gelir güzüm der
Benim yarelerim tuzum tuzum der
Bir derdim var bin dermana değişmem

Garip bülbül gönlüm eğler ses ile
Nicelerin ömrü gitmiş yas ile
Aratıp bulduğum pir heves ile
Bir derdim var bin dermana değişmem

Mende eyder niyazım var özüne
Güzel pir ayıbım vurma yüzüme
Yarelerim hoş görünür gözüme
Bir derdim var bin dermana değişmem

Şah Hatayi’m muhabbete bakarım
Men doluyum men dolana akarım
Güzel pirim bir dert vermiş çekerim
Bir derdim var bin dermana değişmem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir